Kocaeli İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mürsel DURMAZ , yaklaşan Ramazan ayı öncesi oruç tutacaklara tavsiyelerde bulundu.
İlimiz’de vatandaşlar İlk gün 16 saat 55 dakika Oruç tutulacaktır. Ramazan ayında, sağlığı korumak için yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Normalde günde 3 ana öğün olan beslenme düzeni, ramazanda günde 2 öğüne düşüyor.
Kocaeli İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mürsel DURMAZ, yaptığı yazılı açıklamada, Ramazan ayının sadece ruh ve kalbin huzurlu bir nefes aldığı zaman dilimi değil, aynı zamanda bedenin de yeme içme perhizi ile dinlendiği bir ay olduğunu vurguladı. Mübarek Ramazan ayına geldiğimiz bugünlerde oruç tutacak kişilerin, Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenme konusunda daha dikkatli olmaları gerekir. Gün içinde sıvı kaybı fazla olduğu için, özellikle ramazan ayının yaz mevsiminde olması bu kaybı daha da artırdığından bol sıvı alınmalı, oruç tutulmayan saatlerde 2 ila 2,5 litre kadar su içilmelidir. Suyun yanı sıra az şekerli meyve kompostoları, maden suyu, kavun-karpuz gibi sulu meyvelerle de sıvı ihtiyacı karşılanmalıdır. Hayatımızın her döneminde olduğu gibi Mübarek Ramazan ayında da amaç yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayabilmektir. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır. Ramazan ayında yetersiz, bilinçsiz ve dengesiz beslenmek çeşitli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Oruç tutan bazı vatandaşlarımızın, gün boyu aç kalacakları düşüncesiyle iftar veya sahurda gereğinden fazla ve hızlı yemek yemeleri; hazımsızlık, mide ağrısı, kabızlık, kan şekeri ve tansiyonda ani yükselmelere neden olmaktadır. Bu tür sağlık sorunları yaşamamak için, yemekleri hızlı yemekten kaçınmalı, lokmalar yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yutulmalıdır. Öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat arayla olacak şekilde iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. Oruç tutanların sahur yapmaları sağlığın korunması açısından son derece önemlidir. Kafein içeren içecekler ve gazlı meşrubat yerine süt ve ayran tercih edilmelidir. Susama hissi duyulmasa bile iftar ve sahur arasında sık sık su içilmelidir. İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği (kırmızı ya da beyaz et olabilir) , sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini hızlı yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar) yerine kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir. Hatta mümkünse tatlı tüketilmemelidir. Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, ızgara, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir. İftar yemeğine çok sıcak veya çok soğuk olmayan hafif bir çorbayla başlanılmalı bunun yanında enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir şekilde yükselten tam buğday, ekmeği, bulgur pilavı, kepekli makarna gibi besinler tercih edilmelidir. Etli veya etsiz, fazla yağlı olmayan bir sebze yemeği, yoğurt, meyve veya sütlü bir tatlının tüketilmesinin sağlıklı beslenme açısından doğru olacaktır" dedi.