Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Biga Belediye Meydanı’nda düzenlenen Çanakkale’de Yapımı Tamamlanan Projelerin Toplu Açılış Töreni’ne katıldı.
Burada yaptığı konuşmada muhalefetin Kanal İstanbul’a ilişkin açıklamalarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet yönetiminde sürekliliğin esas olduğunu ve iktidarı devraldıklarında Türkiye’yi süratle kalkındırmanın içerisine girdiklerini belirtti.
Erdoğan, Çanakkale Köprüsü’nün 18 Mart 2022’de açılacağını hatırlatarak şöyle devam etti:
“Bugün son tabliyenin vidalarını sıktık. Biz buyuz. Bay Kemal, senin bu işlere kudretin yetmez. Senden bir şey de olmaz. Çünkü senin hizmet diye bir derdin yok ama bizim bu millete olan aşkımız, hizmet anlayışımızı körüklüyor. Düşünün şu anda öyle zamanlar oldu ki hava dalgalı. Karşıdan karşıya geçmek adeta mümkün değil. Bazen feriler çalışmaz. Ama şimdi 6 dakikada bu köprüden karşıdan karşıya geçeceğiz. Modern olmak, medeni olmak budur. Lafla olmuyor bu. İşte biz şimdi bu adımı attık. Ama utanmadan, sıkılmadan da sonra bu köprüyü kullanırlar. Velhasıl kullansınlar. Zaten biz, bize hakaret edene de etmeyene de bu hizmetleri veriyoruz. Neden? Çünkü güzel bir kelam, at denize balık bilmezse halik bilir.”
Türk milletinin bu topraklardaki varlığına tahammül edemeyenlerin büyük ve güçlü Türkiye hedefinin karşısında yer almalarının gayet doğal olduğunu dile getiren Erdoğan, “Ama bu ülkenin ekmeğini yiyenlerin, suyunu içenlerin, havasını soluyanların, tüm imkanlarından ziyadesiyle istifade edenlerin böyle davranmasını kabullenemeyiz” diye konuştu.
Erdoğan, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesinin yerleştirilmesi törenine katıldıklarını anımsatarak “Vidaları sıktık. İnşallah bunların da vidalarını sıkacağız. Sizinle beraber sıkacağız. 2023’te sıkacağız Cumhur İttifakı olarak. Buna hazır mıyız Kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız Cumhur İttifakı olarak bütün kapıları çalmaya hazır mıyız Bu gayretle inşallah 2023’ün Haziran’ına hazır olalım. Şimdi ikide bir kalkıp şunu söylüyorlar, ‘Erken seçim, erken seçim’. Sizden bir şey olmaz. Siz sadece şurada ne zamandan beri erken seçim diyorsunuz. Yetişemediğiniz üzüme koruk diyorsunuz. Siz koruk üzümden anlarsınız, ona devam edin. Biz olgunlaşmış üzüm yemeye devam ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Ak Partiiktidarı döneminde yapılan köprü, tünel, hastane ve üniversiteleri anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Şehir hastanelerini zaten akılları almıyor. Şehir hastanelerimiz hızla şu koronovirüs döneminde verdikleri hizmetle elhamdülillah büyük belalardan bizi kurtardılar. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yükselişini de içleri kan ağlayarak izleyenler var. Çanakkale’deki köprünün inşasını engelleyemediklerini görünce içlerindeki tüm kini ve nefreti Kanal İstanbul Projesi’ne yönlendirdiler. Üstelik sadece prensipte projeye karşı çıkmakla kalmıyorlar. Yerlisi ve yabancısıyla tüm yatırımcıları tehdit ederek ülkemizin kalkınmasını engellemek için canhıraş bir gayret içindeler. Açık söylüyorum, bu zihniyet sadece yatırım düşmanı olmanın ötesinde doğrudan ülkesinin ve milletinin düşmanıdır. Gerçi bunların tüm geçmişleri aynı rezilliklerle doludur. Türkiye’nin herhangi bir yerinde hangi büyük yatırım gündeme gelmişse bunların hepsine de bunlar karşı çıktılar. Bu CHP, bu İP, HDP, bunlar hep birlikte terör örgütü PKK’nın yandaşlarıdır. Bunlar onlarla beraber yol yürüyor. Biz de Cumhur İttifakı olarak MHP ile birlikte yolumuza devam ediyoruz. Biz bu vatanı sevenlerle, bu milleti sevenlerle beraberiz ve yolumuza da böyle devam edeceğiz.”
Erdoğan, sınırların güvenliğini artırmak, sınır ötesinden kaynaklanan tehditleri engellemek için hangi harekat yapılmışsa ve Akdeniz, Ege, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kafkaslarda ülkenin menfaatlerini korumak için hangi mücadeleye girişilmişse muhalefetin hepsine karşı çıktığını dile getirerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünyada kendi ülkesindeki yatırımları engellemek için kendini böylesine rezil, böylesine zelil, böylesine aşağılık duruma düşüren bir başka muhalefet örneği yoktur. Dün FETÖ’cü hainlerin MİT tırları kumpasıyla ülkemizi düşürmeye çalıştıkları durum ile bugün yatırımcıları tehdit ederek ülkemize verilmek istenen zarar aynı sinsi senaryonun farklı sahneleridir. İşte buradan meydan okuyorum. Bu mankurtlar da onların iplerini ellerinde tutanlar da ne yaparlarsa yapsınlar büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına engel olamayacaklar. Nasıl her alanda yüzlerce projeyi ülkemize kazandırmışsak, Allah’ın izniyle 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de tamamlıyoruz, tamamlayacağız. Karadeniz’deki doğalgazı da milletimizin hizmetine sunacağız. İnşallah Karadeniz’deki doğalgaz çıktığı andan itibaren vatandaşımızın menfaatini de burada ayrıca gözeteceğiz.”
Ülkenin Akdeniz ve Ege’deki çıkarlarını da sonuna kadar koruyacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kanal İstanbul’u da inşa edeceğiz. Sınırlarımızın üzerine kurduğumuz güvenlik hatlarını da birleştireceğiz. Bölgemizdeki ve dünyadaki mazlumların sesi olmayı da sürdüreceğiz. Önümüze kurulan tuzakları birer birer bozup dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına da gireceğiz. Savunma sanayisinin her alanında kendimizi ve dostlarımızı dışa bağımlılıktan da tamamen kurtaracağız. Varsın Türkiye düşmanları hasetlerinden çatlasın. Varsın Türkiye düşmanlarıyla kol kola girenler esip gürlesin. Varsın sözde Atatürkçü, sözde milliyetçi mankurtlar düştükleri çirkeflik çukurunda debelenip dursun. Biz ülkemizi hedeflerine ulaştırmak, milletimizi ve devletimizi güçlendirmek için her alanda çalışmayı sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın şehit yakınına küfretmesini de sert sözlerle eleştirdi.
Erdoğan, ”Şehitlerine, şehit yakınlarına küfretmeyi olgunlukla karşılayanlardan milletimiz hesabını sandıkta sormakla kalmayıp onları sokağa çıkamaz hale getirecek” dedi.
Cumhurbaşkanı konuşmasına şu sözlerle devam etti:
”Şehitlerimize bu saygısızlığı yapanı dokunulmazlığını kaldırmak üzere Meclis’e gönderdik. Ülkesine saldıranlara diyorum ki; taktiğiniz kavgada yumruk sayılmaz hesabıyla önünüze gelene sataşmaksa o yumrukları millete değil gücünüz yetiyorsa bize savurun. Siyaset ülkenin ve milletin çıkarlarının önünü tehditle, küfürle, yabancılara şikayetle kesmek değildir. Ülkenin ve milletin hayrına proje üretmektir. Şehit yakınına küfür edenlerin terör örgütünün takdirine mazhar olanlar karşısında sesi çıkmıyorsa ortada kirli pazarlık ya da gafleti aşan bir sorun vardır. Gazi Mustafa Kemal’in Libya’da, Suriye’de, Balkanlar’daki izlerini unutturmaya çalışıp bugün aynı mücadeleyi yürütenleri itham edenlerden Atatürkçü olmaz.”